15 Mayıs 2009 Cuma
VAKIF VE DERNEK HİZMETLERİ
يَآ اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُحِلُّوا شَعَآئِرَ اللّٰهِ وَلَا الشَّهْرَ الْحَرَامَ وَلَا الْهَدْيَ وَلَا الْقَلَآئِدَ وَلَآ آٰمّ۪ينَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ يَبْتَغُونَ فَضْلًا مِنْ رَبِّهِمْ وَرِضْوَانًاۜ وَاِذَا حَلَلْتُمْ فَاصْطَادُواۜ وَلَا يَجْرِمَنَّكُمْ شَنَاٰنُ قَوْمٍ اَنْ صَدُّوكُمْ عَنِ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اَنْ تَعْتَدُواۢ وَتَعَاوَنُوا عَلَى الْبِرِّ وَالتَّقْوٰىۖ وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ ﴿2﴾
(Maide, 2)
Muhterem Müslümanlar !
Yüce dinimiz İslam yardımlaşma ve dayanışmaya çok önem vermiştir. Rabbimiz bu konuda şöyle buyurmaktadır “İyilikte ve takvada yardımlaşınız…” ; “Hayırda yarışınız…” . Dinimizin emrettiği yardımlaşma prensibi vakıf ve dernekler aracılığıyla kurumsal bir yapıya kavuşmuştur.
Vakıf; bina, arazi gibi bir malın, gelirleri, hayır hizmetlerinde kullanılmak üzere bağışlanmasıdır.
"Hayırlı mal, Allah yolunda harcanan maldır" buyuran Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), İslam’da ilk fiili vakıf örneğini vermiştir. Medine’de sahip olduğu arazilerini, Fedek ve Hayber hurmalıklarındaki hisselerini vakfetmiştir. Peygamberimizin açtığı bu güzel yolu, O'nun değerli ashabı da takip etmişlerdir.
İslam medeniyetinin simgelerinden biri olan vakıflar toplum hayatında önemli roller üstlenmektedir. Vakıflar, kimsesizleri, fakirleri barındırma, hastaları tedavi ettirme, öğrencileri destekleme, okul, cami, hastane yaptırma gibi hayatın pek çok alanında faaliyet göstermektedir. Bu vakıflardan birisi de birçok alanda başarılı hizmetleriyle dikkat çeken Türkiye Diyanet Vakfıdır.
Dini dernekler de din hizmetlerini desteklemek üzere gönüllü kişilerin kurdukları kuruluşlardır. Dernekler de vakıflar gibi pek çok alanda hizmetler vermektedir. Almanya’da sayıları 900’ü bulan DİTİB dernekleri de gerçekleştirdiği başarılı faaliyetlerle takdir ve beğeni toplamakta, üye sayısı her geçen gün artmaktadır.
Değerli Kardeşlerim !
Sizler de Sevgili Peygamberimiz ve ashabını rehber edinerek, geldiğiniz bu gurbet ellerde her şeyden önce camileriniz yaptınız, din hizmetlerini sürdürmek için dernekler kurdunuz. Bunları yaparken tek amacınız inancınızı, değerlerinizi ve kültürünüzü yaşamak ve yaşatmak, bunları gelecek nesillere sağlam ve doğru bir şekilde aktarmak,
dini, manevi ve sosyal ihtiyaçlarımızı karşılamaktı. İşte sizlerin dişinizden tırnağınızdan artırarak yapmış olduğunuz bu yardımlar sayesinde derneklerimiz aracılığıyla yapılan camilerimizde huzur içerisinde ibadetlerimizi yapıyoruz. Hutbe, vaaz, ders ve sohbetlerle dinimizi öğreniyoruz. Camilerdeki kurslar sayesinde çocuklarımız dini ve milli bilgilerle donatılıyor. Ayrıca camilerin müştemilatında bulunan mekanlarda çeşitli sosyal ve kültürel pek çok ihtiyaçlarımızı karşılıyoruz. Bu ve benzeri hizmetleriyle hayatımızın vazgeçilmezlerinden olan camilerimiz ve bu camilerin yapılmasına öncülük eden DİTİB dernekleri birer cazibe merkezleri konumundadır.
Söz konusu hizmetlere katkı sağlayan herkese minnettarız. Bu hizmetlere imkan ve zemin hazırlayan yerel yetkililere de şükran borçluyuz.
Muhterem Müslümanlar !
Camileri yapmak, dernekleri kurmak ne kadar önemli ise, buralardaki hizmetlerin yürütülebilmesi için maddi manevi yardımda bulunmak, camileri cemaatsiz bırakmamak ve derneklere üye olmak da en az onun kadar önemlidir. Bu konuda her Müslüman’ın sorumluluğu vardır. Bu hizmetlerin devam edebilmesi tamamen sizlerin yapacağı maddi ve manevi katkılara ve göstereceğiniz fedakârlıklara bağlıdır. Bu bakımdan herkes camilere ve bu camilerin yaşaması ve yaşatılması için gayret gösteren derneklere az çok demeden elinden geldiğince yardım yapmalı, maddi ve manevi destek sağlamalıdır.
Peygamber Efendimiz: "Bir insan öldüğünde amel defteri kapanır. Ancak sadaka-i cariyesi, ilmi bir eseri ya da kendisine dua eden hayırlı bir evladı olan kimsenin amel defteri kapanmaz" buyurmuştur. Sadaka-i cariye; cami, çeşme, okul, hastane vs. yaptırmak, bunları toplumun menfaatine tahsis etmek demektir.
Her birimiz tek başımıza belki cami, köprü, hastane vb. yaptırmayız. Ama bahsedildiği üzere cami ve dernek hizmetlerini desteklediğimiz takdirde de inşallah sadaka-i cariye sevabına nail olabiliriz.
Bir başka deyişle, bu camilerden/derneklerden insanlar yararlandığı sürece bunları yaptıranlar, yapılmasına vesile ve destek olanlar, buraların yaşatılması için maddi manevi destek sağlayanlar inşallah, hem yaşarken hem de öldükten sonra sevap kazanmaya devam edecektir.
Öyleyse vakıf ve dernek hizmetlerini desteklemek, bu kurumları yaşatmak için çalışmak önemli bir görevdir. Kendimiz, çocuklarımız ve geleceğimiz için bu görevi asla ihmal etmemeliyiz.
15.05.2009